Şu Deney Meselesi
Çocuklarla deney yapmak konusunda bir dizi yazı yazacağım. Ama önceden genel bir giriş yapayım istedim.
Deney yapmak bu dönemin popüler ev aktivitelerinden birisi oldu. Bu konuda yerli ve yabancı birçok site, Facebook sayfası ve Youtube kanalı görüyorum. Bir kısmı alışıldık basit deneyler, slime tarifleri ve benzeri basit aktiviteler içerirken, bazı siteler bulunması zor malzemelerle biraz da tehlikeli sayılabilecek deneyler gösteriyorlar.
Büyük kızımla ilk deneyimizi 4.5 yaşındayken yapmıştık. O zamanlar bunu gerçekten bir bilim aktivitesi olarak görüyordum. Defne’nin bu deneylerin altında yatan mekanizmaları zaman içerisinde öğreneceğini umarak ‘öğretici’ işlevi ön plana almaya çalışıyordum. Fakat küçük çocukların olaylara bakışı ve onları algılama yöntemleri çok farklı. Bu yüzden deneylerin farklı amaçlarla da kurgulanabileceğini ve beklenti çıtasının çok da yukarılarda tutulmaması gerektiğini öğrendim.
Örneğin küçük çocuklara iyot saati deneyinin kimyasal temellerini anlatmamız mümkün değil. Bu tip bir deney yalnızca sürpriz etkisi yüzünden çok farklı bir deneyim sunarken didaktik bir faydası yok. En fazla, belki daha büyük bir çocuğa, kimyasal reaksiyonların çok değişik şekilleri olabileceği yönünde bazı ipuçları verecektir. Ama 7-8 yaşında bir çocuğa atom, element, kimyasal reaksiyon gibi kavramları anlatmak çok mümkün değil.
Bazı deneylerse tamamen fırsatçılıkla kurgulanıyor. Örneğin, havuzda yüzebilen ama denizin büyüklüğü ve belirsizliği karşısında güvensizliğe kapılan Defne’ye tuzlu suda yüzmenin daha kolay olduğunu bir yumurta deneyiyle göstermiştim. O an aklıma gelmiş, evdeki malzemelerle hızlıca yapmıştık bu deneyi. Bu tür deneylerde temel prensipler anlaşılmasa bile “bir işe yarayan” bilgi üretmek mümkün.
Bir başka fayda, bir çok deney aktivitesinin özündeki sabır faktörü. Bildiğiniz gibi çocukların dikkat aralıkları çok kısa. Herhangi bir aktiviteye saatler boyunca dikkat göstermeleri mümkün değil. Oysa bir fasülye çimlendirme deneyi uygun şekilde yapılırsa, her aşamada yeni sorular üretecek bir merak güdülemek mümkün. Görevler vererek (her gün boyunu ölçmek gibi) ilgi düzeyleri ve dikkat süreleri ayarlanabilir. Bu tür deneylerde temel prensip didaktik bir şekilde aktarıldığı gibi uzun süreli bir aktivitenin yarattığı eğlence de çok tatmin edici oluyor.
Deneylerin en büyük zorluğu bir miktar hazırlık gerektirmeleri. Yabancı sitelerdeki “sadece evdeki malzemelerle” tipinde reklam cümlelerine aldırmıyorum artık, çünkü bir Amerikan ailesinin evinde bulunan standart malzemeler bizde pek yok. Neyse ki internet üzerinden her şeyi bulabiliyoruz. Özellikle okullara deney malzemesi satan mağazalar hem uygun fiyatlı hem de her ihtiyacı karşılıyorlar.
Yaptığımız deneylerde bir de deney defteri tutuyoruz. Büyük kızımla ilk deney yapmaya başladığımızda bir bilim insanının tam olarak ne yaptığını anlamasını sağlamak istiyordum. Fakat zaman içerisinde bu ideal amacı terkettim. Çünkü not alma kısmı tempoyu düşürüyor ve dikkat dağıtıyordu. Yine de çok pragmatik bir nedenle defter tutmaya devam ediyorum: Aynı deneyleri küçük kızımla da yapmam gerekiyor 🙂
Özetle, deneylere çok ulvi görevler yüklememek gerekiyor. Bunların bir el işi aktivitesinden çok da farkı yok. ‘Bilim öğretmek’, ‘Bilim insanı olmaları’ gibi hedefleri ön plana koymak yapacaklarınızı kısıtlıyor. Bu yüzden deney yapmayı birlikte iyi zaman geçirmeye yönelik bir dizi oyun gibi görmeye başlarsanız, deneyler sizin için çok daha rahat geçeceği gibi çocuklar için de sürprizlerle dolu bir eğlenceye dönüşecektir. Temelde yapmaya çalıştığımız şey, çocukların önüne bir sürü ip atmak. Bazıları deneylerle ilgilenip bilimci olacak, bazıları resimi seçip ressam olacak…
Merakyum’da çeşitli deneyler anlatmaya çalışacağız. İzlemeye devam edin…